HEMEN REZERVASYON YAP HEMEN REZERVASYON YAP
BLOG

Geçmişten Günümüze Dövme Tarihine Bakış

Dövmenin Hayatımızdaki Yeri

Yazısız kültürün sembolik iletişim aracı olan dövme, günümüze kadar ulaşan ve popülerliğini hâla sarsılmaz biçimde koruyan bir gelenek. Bedenin çeşitli simgelerle işaretlenmesi olarak açıklanan dövme sanatı, taşıdığı sembolik anlamlarla hayatımızda özel bir yere sahip. Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan dövme sanatı kimilerine göre şık bir aksesuar kimilerine göre ise tam anlamıyla bir tutku.

Peki yeri doldurulamaz bir tutku hâline dönüşen dövmenin hayatımızdaki yeri ne? Yüzyıllardır süregelen bir sanat olan bu uygulama, eski zamanlarda kültürel bir simge ve statü belirtisi olarak öne çıkar. Günümüzde ise dövmenin geçerliliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir moda akımı olduğunu söyleyebiliriz. Bu sanat, bir süs olmanın ötesinde pek çok kişi için önemli duyguları da işaret eder. Özel bir tarih, anlamı derin bir simge veya görmekten hiç sıkılmayacağımız motifler dövmeyi vazgeçilmez kılan detaylardan sadece birkaçı. Şimdi gelin birlikte dövmenin geçmişten günümüze gelen yolculuğuna göz atalım!

Dövmenin Yolculuğu: Geçmişten Günümüze Dövme

İnsanın kendisini sembollerle ifade etmesi yazı öncesi dönemlere dayanan güçlü iletişim yöntemlerinden biri. Dolayısıyla dövme tarihi de bir hayli eski zamanlara dayanıyor. Ancak temelde vücudun farklı bölgelerine uygulanan dövmenin en eski izlerine ulaşmak ve tarihine bakmak ise oldukça güç. Yazı öncesi dönemlere ilişkin yapılan arkeolojik kazılarda, dövme yapımında kullanılan araç ve gereçlerin bulunması ise bu sanatın tarihine ulaşmamızı sağlamıştır. Elde edilen bulgular, bu sanatın insanlık tarihi kadar eski olduğunun düşünülmesinde etkilidir.

Mısır’dan Mezopotamya’ya, Orta Avrupa’dan Güneydoğu Asya’ya kadar dünyanın her köşesinde dövmenin izlerine rastlamak mümkün. Hemen hemen her kültürde kendine yer bulan dövme, varlığını farklı şekillerde olsa da binlerce yıldan beri sürdüren özel bir gelenek. Dövme tarihinin ise M.Ö. 2000’li yıllara dayandığı biliniyor. Antik Mısır toplumları üzerine yapılan araştırmalarda mumyalarda dövme izlerine rastlanmıştır. Mısırlıların yanı sıra Britonlar, Galyalılar ve Trakların da dövmeleri olduğu gözlenmiştir. Ancak 1991 yılında bugünkü İtalya-Avusturya sınırındaki Alpler’de bulunan Ötzi, dövme tarihinin daha eski yıllara dayandığını kanıtladı. M.Ö 3250 yılları civarında yaşadığı anlaşılan Ötzi, dünyanın en eski dövmeli insanı olarak kabul ediliyor.

Dövme tarihçesi bizlere bu geleneğin pek çok toplumda yaygın olduğunu göstermekte. Toplumların kültürleri hakkında da izler taşıyan dövme, tarihe ışık tutan bir gelenektir. Romalılar ve Antik Yunanlılar dövmeyi çoğunlukla suçlulara ve kölelere yapardı. Bu durumun temel nedeni ise söz konusu uygulamayı barbarlara özgü bir uğraş olarak görmeleriydi. İlk Hristiyanlar ise bedenlerine İsa’nın adı ve haç deseni gibi simgelerle dövme yaptırmıştır.

Yakın tarihe gelindiğinde dövmenin 20. yüzyılın başlarından sonra yaygın bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Özellikle denizciler arasında yaygın olan bu uygulama; romantik duyguları, dindarlığı ve milliyetçiliği belirtmek amacıyla tercih edilmiştir. Dövme sanatı tarihçesini incelediğimize göre insanların neden dövme yaptırdığı konusuna geçebiliriz.

İnsanlar Neden Dövme Yaptırdılar?

Dövme tarihi, insanlığın geçmişine dair önemli izler barındırır. Kültür, coğrafya ve statü gibi pek çok unsur, dövmenin taşıdığı anlamların şekillenmesinde önem bir rol oynamıştır. Bu uygulama kimi zaman belirli bir kabilenin totemi kimi zaman ise suçluların ayırt edilmesini sağlayan bir ‘’kara leke’’ anlamı taşımıştır. İnsanlar; dövmeyi soyluluk işareti, mülkiyet belgesi, kahramanlık nişanesi, kötülüklerden koruyan bir tılsım gibi gördükleri için yaptırmıştır. Dövme, özellikle Avrupa’da üst sınıflara özgü bir simgeydi. Soylular, asilliklerini duyurmak adına vücutlarının farklı noktalarına dövme yaptırmaktaydı.

Günümüzün çağdaş toplumları ise dövmeyi estetik bir beden süslemesi olarak görür. Moda ve güzellik endüstrisinde önemli bir rol oynayan bu sanat, çoğu kişi için bir tutku hâline gelmiştir. Öyle ki vücudunun her noktasını dövmeyle kaplayan kişilerin sayısı bir hayli fazladır.

Bilinen İlk Dövme Sanatçısı

Modern dövmenin doğum yerinin New York şehri olduğu kabul edilir. Dövme tarihine önemli izler bırakan pek çok sanatçının da bu şehirden çıktığı bilinmektedir. İlk dövme sanatçısı ise Martin Hildebrandt’dır. Hildebrandt, 19. yüzyılın ortalarında ilk profesyonel dövme stüdyosunu açmıştır.

Dövme tarihinde önemli bir yere sahip olan diğer isimler ise Maud ve Gus Wagner çiftidir. Maud Wagner, ilk kadın dövme sanatçısıdır. 1877 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kansas eyaletinde doğan Maud, eşi Gus Wagner’ın vücuduna sayısız dövme yapmıştır. Tarihin en önemli çiftleri arasında sayılan bu ikili, birlikte Wagner Tattoo isimli dövme stüdyosunu açmıştır.

Dövme Ne Zamandır Var?

Dövmenin ilk olarak ne zaman ve nerede ortaya çıktığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak “Dövme ne zaman bulundu?” sorusu için bazı kalıntılar cevap niteliği taşımaktadır. En eski dövme kalıntılarına Fransa, İskandinavya ve Portekiz’deki çeşitli mağaralarda rastlanmıştır. Fransa Chatelperron’daki Peri Mağarası’nda bulunan çömlekler, çakmaktaşı aletleri ile siyah ve kırmızı pigment izleri dövmeye dair ilk kalıntılar olarak kabul edilir.

Dövme tarihine ilişkin bir diğer önemli kanıt ise Avrupa’da yapılan arkeolojik kazılardan elde edilmiştir. Üst Paleolitik Dönem’e ait olduğu bilinen araç ve gereçler, dövme tarihinin iki bin yıl önceye kadar dayandığını işaret eder. Bunun en önemli izlerinden biri de Buz Adam Ötzi’dir. 1991 yılında iki Alman turist Alp Dağları’nda yürüyüş yaparken bir ceset bulur. Bilim insanları tarafından yapılan incelemeler sonucunda kemiklerin 5300 yaşında olduğu anlaşılır. 45 yaşında bir erkek olan Ötzi’nin vücudunda 57 adet dövme bulunduğu tespit edilmiştir. Ötzi’nin dövmelerinin derisine ince kesikler açıldıktan sonra yaraların kömürle ovuşturulması ile elde edildiği düşünülmektedir. Dövmelerin bulunduğu bölgeler incelendiğinde ise uygulamanın kemik ağrılarına karşı bir tedavi olarak yapıldığı düşünülmüştür. Tüm bu bilgiler ışığında dövme yapma geleneğinin geçmişte günümüzden çok daha farklı amaçlar için uygulandığı görülmektedir.

Kültürlere Göre Dövmenin Anlamları ve Uygulaması

Düşüncenin ve duygunun tene yansıması olarak açıklanan dövme, insanlığın en eski iletişim yollarından biri. İnsanlar tarih boyunca kendilerini güzelleştirmek ve farklı kılmak için özel bir çaba göstermiştir. Dövme de bu çabanın bir sonucu olarak günümüze kadar geçerliliğini korumuştur. Vücudu özel simgelerle damgalama olarak tanımlansa da dövme kültürü insanlık tarihine ilişkin pek çok iz barındırır. Bu uygulama, geçmişten günümüze toplumların kültürel yaşantısına dair işaretleri ortaya çıkarmaktadır.

Simge, silüet, yazı veya sadece biz iz olarak yapılan dövme, kültürel anlamda uygulandığı coğrafyanın doğal olarak izlerini taşır. Tıpkı kıyafetler, müzikler ve danslar gibi dövme sanatı da kültür etrafında şekillenir. Dünyanın farklı köşelerinde belirli amaçlar için yapılan dövmeler her topluma özgü anlamlar ifade eder. Hititlerden Mezopotamya halklarına, Mısır dünyasından Batı kültürene kadar uzanan dövme kültürüne ve bıraktığı izlere gelin biraz daha yakından bakalım!

Hitit Kültüründe Dövme: Ana Tanrıça’ya Tapınma İşareti

James Mellaart tarafından 1958 yılında Çatalhöyük’te yapılan kazılar, insanlığın yerleşik yaşama geçtiği ilk dönemlere ilişkin önemli bilgileri ortaya çıkardı. M.Ö. 6 ya da 7 bin yılından kaldığı belirlenen izler, Hitit kültürüne ve Anadolu insanının yaşam biçimine ışık tutmuştur. Yapılan kazılar sonucu ortaya çıkan binlerce yıl öncesinden kalma çivi yazısı tabletlerde Mezopotamya, Hurri, Luwi ve Pala kökenli tanrı ve tanrıçalardan söz edilir. Hitit dövme anlamları da tam da bu tanrı ve tanrıçalarla ilişkilidir. Hititlerin ellerine kına aracılığıyla yaptığı dövmeler ‘’Bereket Tanrıçası’’ yani ana tanrıçaya bir tapınma işaretidir.

Hitit kültürüne bakıldığında dövme tarihinin Batı Anadolu’da ilk yerleşik kültürlere kadar dayandığı görülür. Özellikle insan biçimli dövme desenleri, Tanrıça heykelciği gibi kanıtlar da söz konusu uygulamanın daha çok tapınmayı işaret ettiğini kanıtlar niteliktedir. Ayrıca Hitit dövme anlamlarından birinin de kölelik işareti olduğu düşünülür. Köle çocuklarının dövme aracılığıyla damgalandığı yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.

Mezopotamya Kültüründe Dövme: Mülkiyet ve Cezalandırma İşareti

Kadim topraklar olarak ön plana çıkan Mezopotamya, dövme tarihinde özel bir yere sahip. Bu bölgede yaşayan tüm halklar için dövme hem gücü hem de aidiyeti simgeleyen bir uygulama olmuştur. Mezopotamya topraklarında yaşayan insanlar bedenlerine arkasında önemli anlamlar taşıyan izler çizmişlerdir.

Mezopotamya’da gün yüzüne çıkarılan M.Ö. 3000 yılından kalma “demir damgalar”, Asur ve Babil’de dövmenin daha çok kölelerin, hayvanların ve tapınaklara ait adakların mülkiyetini belirlemek için kullanıldığını kanıtlar. Mezopotamya kültüründe dövme, mülkiyetin yanı sıra bir cezalandırma işareti olarak da kullanılmıştır. Köleler ve suçlular demir damga ile işaretlenmiş ve deyim yerindeyse bu uygulama ile cezalandırılmışlardır.

Mısır Dünyasında Dövme: Tedavi İşareti

Mısır, dövme tarihine ışık tutan kalıntılar barındıran âdeta kocaman bir dünya. Mısır’da bulunan eski yazmalarda geçen ifadelerde dövme sözcüğüne karşılık gelen ‘’Mentenu’’ kelimesiyle karşılaşılmıştır. Mısırlıların; dövmeyi dinsel gizem, büyü, tedavi, süsleme ve ayırt etme gibi farklı amaçlar için kullanıldığı bilinir. Mısır dövme figürleri arasında baklava dilimi biçiminde yapılan desenlere rastlanmıştır. Ayrıca bir dizi nokta ve çizgiden oluşan geometrik şekillerle yapılan dövmeler de incelenen mumyalar vasıtasıyla tespit edilmiştir.

Mısır dövmeleri ve anlamları eski Mısır piramitlerinin yapımında önemli bir rol alan Nubialıların kültürel geleneklerine dayanır. Devasa dövmelerin daha çok kadın bedenlerinde de görülmesi ise bu geleneğin tedavi amacıyla kullanılmış olabileceğini akıllara getirir. Kadınların karın bölgesine işlenen figürlerin hamilelik döneminde yapıldığı düşünülmektedir.

Asya Kültüründe Dövme: Yiğitlik İşareti

Dövme tarihinin Orta ve Uzak Asya kültürlerinde önemli izler bıraktığı bilinir. Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarını aşan dövme geleneği, Asya kültüründe de kendine yer bulmuştur. Asya’nın en uzak halklarından olan Eskimolara ait cesetlerde çeşitli hayvan şekillerinden oluşan dövmelere rastlanmıştır. Bu dövmelerde geyik, kaplan, yılan, dağ keçisi, balık gibi efsanevi hayvanlar tasvir edilmiştir. Kadın ve erkek savaşçıların kol, bacak ve omuzlarında rastlanan izler, Asya kültüründe dövmenin yiğitlik sembolü olarak kullanıldığını kanıtlar nitelikte. Asya’da gerçekleştirilen bazı kazı ve araştırma sonuçlarına göre ise Kırgız, Hun ve Kazak gibi doğu toplumlarında dövmenin bir soyluluk işareti olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Batı Kültüründe Dövme: Sosyetenin Moda İşareti

Batı kültüründe dövme, Ortaçağ boyunca neredeyse tamamen unutulmuştur. Ancak dövme, coğrafi keşifler sonucu Amerika ve Polinezya yerlileri sayesinde Avrupa’ya geri gelmiştir. Dövme tarihinin Avrupa sahnelerine yeniden girişinde İngilizlerin rolü oldukça büyüktür. Tahiti yerlileri ile tanışan İngilizler, onların vücutlarında bulunan dövmeleri bir vahşilik ve ilkellik işareti olarak görmüştür. İlerleyen zamanlarda ise çok sayıda soylu vücudunun farklı bölgelerine küçük dövmeler yaptırmaya başlamıştır. Örneğin Galler Prensi VII. Edward, 1862 yılındaki Filistin ziyareti sırasında koluna haç dövmesi yaptırmıştır. Böylece İngiliz kraliyet ailesi başta olmak üzere dövmeyi bir sosyete işareti olarak uygulayan kişilerin sayısı artmıştır.

Günümüzde Dövme Sanatı

Yazının henüz insan hayatına tesir etmediği dönemlerden beri bizlerle olan dövme, simgesel iletişimin oldukça önemli bir parçası. Günümüzde moda ve güzellik sektörünün vazgeçilmez parçalarından biri olan dövme sanatı, insanlık tarihinin hemen hemen her kültüründe kendine yer bulmuştur. 21. yüzyıla gelindiğinde dünya tarihinde görülmediği kadar yaygın bir şekilde uygulanan dövme âdeta bir yaşam biçimi hâline dönüşmüştür. Yazı, rakam, figür, silüet ve motifleri bedene işlemek hem kültürün hem de kişisel zevklerin şık birer simgesidir.

Geçmiş yıllardan bu yana popülerliğini korumayı başaran dövme sanatı pek çok kişi için deyim yerindeyse bir tutku. Model seçeneklerinin artması ve profesyonel cihazların yaygınlaşmasıyla bu sanatın daha uzun yıllar bizlere eşlik edeceği ise yadsınamaz bir gerçek! Siz de bu sanatın izleriyle yaşam tarzınızı üzerinizde taşıyabilir; zevkinizi yansıtan motifleri profesyonel ellere emanet edebilirsiniz!